Pril’den Pırıl’a karşı haksız rekabet davası

Hayati ARIGAN

Henkel, Pak Pırıl markasının ticari takdim şekli itibarıyla haksız rekabet oluştuğunun tespitine ve tasarım haklarına tecavüz oluşturup oluşturmadığını tespitine karar verilmesini istedi. İstanbul Fikri Sınai Haklar ve Hukuk Mahkemesine açılan davada Türk Henkel Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş. açtığı davada iki marka arasındaki benzerliğe dikkat çekti.

Türkiye’nin ilklerinden

Henkel dava dilekçesinde, 1972’de piyasaya sürülen ve Türkiye’nin ilk sıvı bulaşık deterjanı olan Pril markasının 50 yılı aşkın süredir Türkiye’nin her tarafında bulunabilen Türk tüketicisi tarafından Henkel adıyla bütünleşmiş bilinen tanınmış markalardan biri olduğunu belirtti. Dilekçede, “Pril ile bulaşıklar pırıl pırıl” sloganı ile piyasaya sürüldüğü 1973’ten itibaren tüketicinin hafızasında sağlam bir yer edinmiş Pril markasının 2009 verilerine göre bulaşık deterjanları arasında pazar payı yüzde 41, ikinci sıradaki rakibin ise Pazar payı yüzde 12 olduğu anlatıldı.

“Sektör liderliğimden haksız menfaat sağlıyor”

Dilekçede, Talat Onatlı’nın Pril markasının çok benzeri olan Park Pırıl ibaresini Henkel›in ticari kimliğine oldukça yaklaştırmak suretiyle kötü niyetli olarak Türk Patent nezdinde tescil ettirdiği ileri sürüldü. Marka hakkının ihlal edildiğini, haksız rekabet oluşturulduğunu belirten Henkel firmasının dilekçesinde, “Çok tanınmış Pril markalarının sulandırılmasına, sektördeki liderliği üzerinden haksız menfaat sağlamasına ve ticari itibarınız zedelemesine sebep olmaktadır” denildi. Henkel mahkemeden Talat Onatlı adına tescilli Pak Pırıl markasının 3. kişilere devrinin önlenmesini, Pak Pırıl markasının ticari takdim şekli itibarıyla haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve tasarım haklarına tecavüz oluşturduğunun tespitine karar verilmesini istedi.

Hükümsüzlük koşulları oluştu

Dosyada yer alan bilirkişi ise raporunda şunları belirtti;

-Pril ile Pak Pırıl markası ürün ambalajları arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadı, benzer olarak algılandı.

-Pak Pırıl markası tasarım, yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip değil.

-Marka hakkını ihlal ve haksız rekabet sebebine sebebiyet vermektedir.

-Pak Pırıl markasının hükümsüzlük koşulları oluşturduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Mahkeme ara kararında Pak Pırıl markası ile etiket tasarım tescillerine ilişkin, dava dışı 3. kişilere lisans veya başkaca izinler vermek suretiyle kullanılmasını, 3. kişilere devrinin önlenmesi ve bu amaçla Türk Patent kurumuna yazı yazılmasına karar verildi. Devam eden davada Pak Pırıl markasına ilişkin davalıların cevabı bekleniyor.

‘Alparslan’ mahkemelik

Selçuklu İmparatorluğu hükümdarı Alparslan’ın portresini yapan Alper Faruk Seven, eserin izin almadan kitap kapağı tasarımında kullanan Bilge Oğuz Basın Yayın Dağıtım şirketine maddi ve manevi tazminat davası açtı. Seven, eserin kendisine ait olduğunu mahkeme kanalıyla tespit ettirerek, 2017’de söz konusu ihlale son verilmesi için yayınevine ihtarname gönderdi. Yayınevi ise ihlale konu kitapların toplatıldığını beyan etti. Kitapların halen satıldığını ileri süren Seven, Bilge Oğuz yayınlarına bin TL maddi, 100 bin TL manevi tazminat davası açtı.

İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine açılan dava dilekçesinde, Seven’e ait eserin başka bir kitabın kapak tasarımı olarak kullanılması ve eser sahibinin adının belirtilmemesi nedeniyle hakları ihlal edildiği belirtildi. Bilge Oğuz yayınlarının davaya cevap vermesi bekleniyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir